Ekonomi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek enflasyonun düşüşü için tarih verdi

Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet, bu hafta Başkent Kulisi’nde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i ağırladı. 

Bakan Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Cumhurbaşkanımıza beş yıllık bir yetki verildi. Burada çok güçlü siyasi istikrar anlamında bir temel var.

ORTA VADELİ PROGRAM NEDİR?

Bu program üç yıllık bir program. Aslında bir yol haritası. Amaç öngörülebilirliği artırmak ama programın özü nedir diye sorarsanız programın özü dezenflasyon yani enflasyonu tek haneye düşürmek. Milletimizi bu hayat pahalılığından kurtarmak çünkü bir sarmala girilmiş. Tabi ki küresel bir döngüde var yani Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği enerji fiyatlarına etkisi var. Pandemi sonrası oluşan küresel etkilerde var. Bizim Türkiye ekonomisine ilişkin birtakım da faktörler etkili. Şimdi bütün bunları dikkate alan ve dünya deneyimini dikkate alan bir program yaptık.

Şimdi geçen sene çok önemli bir çalışma yayınlandı bu çalışma 56 ülkede 100 tane enflasyon şoku ile mücadele programları incelendi. Yani geçmişte özellikle 70 li yıllardan sonra ağırlıklı olmak üzere bütün enflasyon şoklarına bakıldı. Ve şöyle bir sonuca varıldı. Başarılı programlar ortalama 3,4 yıl alıyor. Bu ortalama.

Şimdi Türkiye’nin dezenflasyon programını yaparken biz bunu dikkate aldık. Bu birinci husus. Yani 3 yıllık bir program perspektifi sunduk. 1 yıllık da geçiş öngördük.

Şimdi ikinci husus Türkiye’nin kendine özgü şartları var. Geçen sene mayıs ayına kadar para politikası çok fonksiyonel değildi. İşlevsel değil. Bunu işlevsel hale getirecek bir süreç öngördük çünkü ani şok tedavilerin etkileri yan etkileri çok büyük olabiliyor. Biz bunu dikkate aldık. Yani kurala dayalı uluslararası normlara uygun. İç tutarlılığı olan bir program ortaya koyduk. Şimdi bu programı okumayanlar ahkam kesiyor tabi. Bu programın üç tane temel ayağı var.

Dezenflasyon ne demek dezenflasyon? Fiyat istikrarı

Çok yüksek bir enflasyon sorunu ile karşı karşıyayız. Dünyada da enflasyon yüksek ama bizde dalga boyu daha yüksek. Şimdi biz enflasyonu tekrar tek haneye daha sonra da düşük tek haneye indirmek üzerine bir program yaptık. Bu programın özü para politikalarında bir normalleşme var.

 Yani sıkı para politikası var. O nedenle TL’yi güçlendirecek TL’yi destekleyecek TL’ye pozitif getiri sağlayacak artı kredi genişlemesini yavaşlatacak. Artı enflasyon beklentilerini çıpalayacak bir para politikası uygulamaya başladı.

Orta Vadeli Program eylül ayında açıkladınız. 3 yıllık bir program bu. Bu program işliyor mu? Hedeflediğiniz doğrultuda ilerliyor mu? Aksamalar söz konusu mu? 

Hedeflerinden uzaklaştığına dair bir takım piyasalara tedirgin edici mesajlarda var. 

Orta Vadeli Program nedir? Geçen sene bir seçim yapıldı. Cumhurbaşkanımıza beş yıllık bir yetki verildi. Öncelikle onu açıklayalım bu program üç yıllık bir program.

Programın özü dezenflasyon yani enflasyonu tek haneye indirmek. Yani üç yıllık bir program yaptık. Para politikalarını işlevsel hale getirmek için yaptık.

Orta Vadeli Programın Üç temeli vardır. Dezenflayon amacımızı enflasyonu tek haneye indirmek. Programın birinci esası dezenflasyon.

Sıkı para politikası, sıkı maliye politikası dolayısıyla enflasyon düşecek. 

NEDEN YILLIK ENFLASYON YÜKSEK?

Enflasyon mayıs ayı dahil devam edecek demiştik. İşçilik maliyetlerinde yükseliş.

Orta vadeli programda şunu et bir şekilde ortaya koymuşuz demişiz ki; İstisnaları gözden geçireceğiz. İndirimli KDV oranlarını gözden geçireceğiz, muafiyetleri gözden geçireceğiz. Çok net çizmişiz.

Hiçbir ülke siyasi sahiplenme olmadan başarıya ulaşamaz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu program hazırlandı. 

Bu program Eylül’de açıklandı. 3 temel bileşeni var. 1. Bileşen dezenflasyon yani fiyat istikrarı. Şu an yüksek enflasyon sorunu ile karşı karşıyayız. Dünyada da yüksek ama bizde dalga boy yüksek. İlk olarak tek haneye düşürmeye yönelik bir program. Bunun için sıkı bir para politikası var.  Merkez Bankası’ndaki arkadaşlar işlerini yapıyorlar. Merkez Bankası enflasyonu çapalayacak çerçevede parasal sıkılaşmaya gitti. 
Şartlar neyi gerektiriyorsa onu yaparlar. Merkez Bankası enflasyonu düşürmek için ne gerekiyorsa yapacak. 

Bütçede deprem hariç muazzam bir disiplin sağlandı. Gelirler politikası da bundan sonra beklenen enflasyona göre şekillendirilecek?

Biz bunu programı açıklarlarken söyledik. Enflasyondaki düşüş 2024 yılının ikinci yarısında başlayacak. Enflasyona mayıs ayı dahi yükselmeye devam edecek. Çünkü şubat ayı enflasyonunu hedef alalım. Yüzde 67. Bu şubat 2023 ve 2024 arası enflasyon. Yani son 12 ayın enflasyonu. Birincisi geçen sene bu ülkede asrın felaketi yaşandı. İnşaat girdilerinde çok büyük bir artış oldu. Aynı sektörde İşçilik maliyetlerinde ciddi bir artış oldu. İnsanlar büyük şehirlere göç etti ve kira fiyatları yükseldi. Bunlar bir kerelik bir şey ama geçen sene temmuz ağustos eylül aylarında yaşandı. Bu önümüzdeki temmuz ağustosta yaşanmayacak. 

Geçen sene bir seçim vardı. Gelirler politikası oldukça cömert belirlendi. Bunun da etkisi var. Önümüzde 4 yıl seçim olmayan bir dönem var. Biz burada sadece para politikası üzerinden değil. Enflasyonu kalıcı olarak bir şekilde aşağı çekmek istiyoruz. Enflasyondan en çok etkilenenler sabit gelirliler. 

Geçen sene deprem nedeniyle çok büyük bir açıkla karşı karşıyaydık. Dışardan borçlanmak yerine açığı azaltmaya gittik. Bundan dolayı vergi artışlarına gittik. Bunlar doğrudan doğruya enflasyon. 2024’te bunlar olmayacak. Bunlar da tek seferlik etkiler. 
Enflasyonist yeni vergi olmayacak.

OVP’DE NET ÇİZGİLER

OVP’de bazı şeyleri gözden geçireceğimizi söyledik. OVP’de çok net bir şekilde vergiler için çerçeve çizdik. Biz KDV genel oranını artırmayacağız yüzde 20 üst limit. Kurumlar vergisini artırmayacağız. Gelir vergisini atışmayacağız. Çok netiz bu konuda. Ancak istisna muafiyetleri gözden geçireceğiz. Bunlarda verimlilik ne durumda bakacağız.

Bu sene de bunun için ne gerekiyorsa yapacağız. Sıkılaştırma ise sıkılaştırma, kamu harcamalarını kısma mı hepsi yapılacak. Milletimizin bu geçiş döneminde bir fedalardık yapıyor. Kamu da bunu yapacak. 

Hiçbir bakanlığa personel noktasında emekli olanların harici personel alımına izin vermiyoruz.

Bütün kurumlara genelge gönderdik. Kamuda ciddi bir şekilde harcamaları kısacağız ve kontrol altına alacağız. Bu konuda netim.

Verimliliği artırmamız gerekiyor. Çok kapsamlı bir yapısal reformlar var. Çok ciddi bir şekilde takvime bağlanmış eylem planımız var. Program nerede diyenler bir zahmet okusunlar. Oturup kimse ben olsam bunu böyle düzeltirim şeklinde geri dönüş yapmıyor. 
Yatırım ortamını iyileştirecek yüzlerce eylem var. Bunlar takvime bağlanmış durumda. Bizim programının temeli sağlam. Bu programın cumhurbaşkanımız sahiplendi. Temeli sağlam bir program.  

Biz kredi politikasında kaynağın üretime gitmesinden yanayız. Bunun için tedbirler aldık, gerekirse ilave tedbirler alacağız. 

Muhalefetin sıkıntısı şu; ‘Ben bunu şu şekilde düzeltirim’ diyerek katkı vermiyorlar.

Orta Vadeli programda sıkı para politikası var, sıkı maliye politikası var, sıkı gelirler politikası var. 

“BU PROGRAMIN TEMELİ SAĞLAMDIR”

Bu program Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hazırlanmıştır. Bu programın temel unsurları da inşa edilmiştir. Geçen sene para politikasında attığımız adımlar ortada. Gerekirse Merkez Bankası gereğini yapacaktır.

Kredi politikasında çok net bir şekilde kaynakların tüketime değil üretken alanlara yönlendirme olacak. Müdahaleci olacağız. Altını çiziyorum. Biz kredi politikasında kaynağın tüketime değil kaynağın önce arz yönünü üretime gitmesini sağlayacağız. Bunun için ilave tedbirler alacağız.

Enflasyon ne zaman düşecek?

Enflasyon Temmuz 3’ünden itibaren düşmeye başlayacak. Çünkü çıktı açığı Temmuz’da eksiye dönüyor. Baz etkisi var. Para politikası gecikmeli çalışıyor.

Başından beri enflasyon yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başlayacak diyoruz. Enflasyonda düşüş trendi başlamış durumda. Bir program var sabırla kararlılıkla uygulayacağız. 

DOLAR 40 LİRAYA ÇIKACAK İDDİASI

Çok açık bir şekilde karamsarlık pompalanıyor. Muhalefet oturup projeleriyle, vizyonlarıyla bu yarışı sürdüreceklerine bu türden toplumun geleceğe ilişkin ümitlerini olumsuz etkileyecek yaklaşımlarla seçimi götürmeye çalışıyorlar.

Bu program çalışıyor. Kötümserliğe hiçbir şekilde zemin yoktur. Programın başarısını açıklayayım: Birincisi; ‘bu program uygulamaya geçtikten sonra büyümede dengelenme olacak’ dedik. Geçen sene ikinci çeyreğe gidelim yani program öncesine gittiğimizde iç talip çok hızlı büyüyor. Büyümeye iç talep yüzde 10 katkı verirken net ihracat -6.3 puan etkiliyor. Yüzde 4’lük büyüme enflasyonist bir büyüme. Üçüncü çeyreğe geldiğimizde iç talebin etkisi 8.6’ya düşüyor. Net ihracat ise -2.3’e düşüyor. Son çeyreğe geldiğimizde iç talebin etkisi 4.6’ya düşüyor. Net ihracat ise -0.6’ya düşüyor. Yılık ilk çeyreğindeyiz şuanda, elimizde rakam yok. Çok net bir şekilde net ihracatın etkisi artıya döndü. Artık Türkiye dışarıya satarak kısmen büyüyor. İç talep hala iyi ve düzeyde ama giderek daha ılımlı hale gelecek. 

Geçen Haziran’dan bu yana bizimle ilgili en az 40 tane haberi yalanladık. Biz yalanlamaktan yorulduk masa başı uydurulan haberleri ama belli kesimlerden bu yalanları üretmekten yorulmadılar. Seçim döneminde bunun dozu da arttı. Seçim öncesi belirsizlik yaratmaya çalışıyorlar. 

“TÜRKİYE’YE PARA GİRİŞİ ÇOK CİDDİ ŞEKİLDE ARTTI”

Şuanda Ocak ayına kadar olan süreçte 100 dolar borç ödediklerinde program sonrasında 113 dolar bulabiliyorlar. Dolayısıyla; Türkiye’ye para girişi çok ciddi bir şekilde artmış durumda. Özel sektörün bankaların dış kaynağa erişiminde hiçbir sorun yok. Dış kaynağın maliyeti azaldı. Hazinenin dış kaynak bulmada hiçbir sorunu yok. Daha yeni Euro cinsinden bu sene piyasalara çıktı. 2017’den beri en düşük faiz farkıyla Hazine borçlandı. Bakan ‘borçlanma ile övünüyor’ diyorlar. Ben borçlanma ile niye övüneyim? 

CARİ AÇIKTA DİKKAT ÇEKEN DÜŞÜŞ

Şuanda ilave döviz talebinin bir ekonomik talebi yok ama seçim sonrasında kur yükselir para kazanırım yönlendirmesiyle hareket eden bir kesim var. İhracatçı yurtdışından yüzde 40’lık ihracat gelirini bozdurma kuralı var onu da geciktiriyor. Biz kuru tutmuyoruz ki kazanasın. Son 1 yıl içinde dolar kuru enflasyondan  daha çok artmış. Türkiye’nin döviz ihracatı artmıyor. Mayıs 2023’e giderseniz yıllık cari açığımız yaklaşık 60 milyar dolar. Şuanda cari açık 37 buçuk milyar dolara inmiş. Mayıs’ta 30 milyar doların altına inecek. Bir yıl sonra Türkiye’nin döviz ihtiyacı yarı yarıya azalacak.

Son bir şey söyleyeyim; enflasyon konusunda kafalar karışık. Mart ayında enflasyon rakamları açıklanacak. Mayıs’a kadar yükselmeye devam edecek. Yükselen yıllık enflasyon düşen aylık enflasyon. Peki önemli olan önümüzdeki 12 aylık değil mi? Yatırım kararlarında geçmiş aylardaki rakamların bir anlamları yok. 

Biz hala ilave kredi politikasında sıkılaşmayla, mali politikasında sıkılaşma ile birlikte belirsizlik bandı içerisinde olacağımıza inanıyoruz.

Dolar cinsinden kur korumalı mevduat 141 miyar dolardan yaklaşık olarak 75 milyar dolar civarına indi dolar cinsinden. Dolayısıyla bizim programımız çalışıyor. Büyüme yeniden dengeleniyor. Kredi notumuz arttı. 

VATANDAŞLARA NET MESAJ

Ben spekülatif amaçlı yönlendirmelere itibar etmemelerinin kendi menfaatlerine olacağını düşünüyorum. Şuanda oturup nerede 2 kuruş varsa gidip verimli olmayan alanlara yatırım yapan bir kesim var. Milletin düşüncelerine, eleştirilerine saygı duyuyoruz fakat makro ekonomik temeli olmayan bir pörtfoye doğru bir yönlendirmeyi biz çok net bir şekilde görüyoruz. Bunların seçim arefesinde yapılmasını siyasi amaçla olduğunu da düşünüyoruz ama biz programa odaklanacağız. Mali disiplini sağlayacağız. 

“ZORLU BİR SÜREÇ AMA SONUNA KADAR GİDECEĞİZ”

Önümüzde daha 3 yıllık bir süreç var bu program açısından. Zorlu bir süreç, kolay değil. Küresel konjektürde finansal koşulları oldukça sıkıydı daha yeni gevşeyecek. 

O kadar çok dedikodu üretiliyor ki; benimle ilgili bile dedikodu üretiliyor her gün. Ben bu ülkeyi seviyorum. Bu makro ekonomik sorunların tabi ki farkındayız. Sorunları çözmek için Cumhurbaşkanımızla bir program ortaya koyduk. Sonuna kadar gideceğiz.

Biz Türk lirası likitidesini de çok daha güçlü bir şekilde Hazine işbirliğinde yöneteceğiz.

BAE İLE ANLAŞMA

Bizim bu programın başında kaynak zengini bazı ülkelerle diyaloglarımız oldu. En çok olumlu tepki veren Birleşik Arap Emirlikleri oldu. ‘Bazı alanlarla kaynak aktarmak istiyoruz’ dediler. O günkü gündem ağırlıklı olarak depremin yaralarının sarılmasıydı. Deprem yaralarını biz bütçe imkanlarıyla yönetebildik. Türkiye’nin ihtiyacı olursa 8 buçuk milyar dolarlık uzun vadeli borçlanma imkanı var. Şuan ihtiyacımız olmadığı için anlaşma askıya alındı. Biz şuanda elverişli koşullarda piyasalarda bir sıkıntımız yok. Bu sene iki borçlanma yaptık. İkisi de Türkiye kredi notunun sanki iki kademe üzerindeymiş gibi fiyatlandı. Diğer konulara yönelik olarak; yenilenebilir enerji Türkiye’nin en büyük önceliği. Yeşil dönüşümle biz cari açığı kalıcı olarak düşüreceğiz. Şuanda Türkiye’nin kurulu elektrik kapasitesi yüzde 55’i yenilenebilir enerji. Biz bunu 10 yıl içerisinde ilave yatırımlarla 60-65 aralığına çıkartmak istiyoruz. Böylece ülkenin karbon izi azalıyor. Dolayısıyla orada 21 milyar dolarlık bir alan var ama Enerji Bakanlığı bu alanla ilgili çalışmaları yapıyor. 

YÜKSEK GELİRLİ ÜLKE GRUBUNA GİRMEYE ADIM ADIM

Geçen sene ilk kez Türkiye tarihinde Trilyon dolar ligine girdi. Türkiye 1950’den beri orta gelirli ülke grubunda Dünya Bankası’na göre. Bu sene öngördüğümüz büyümeyi yakalarsak belki ilk kez bu sene Türkiye, yüksek gelirli ülke grubuna girebilir. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu